10 Eylül 2011 Cumartesi

Öldü işte.son nefesini de özgürlüğüne kavuşmak adına verdiği amansız savaşta yitirdi muhakkak.çırpınışlarını, telin gerisinde uzanan yeşillik ve hasret kaldığı rüzgara kendini özlemle savuruşlarını görmesem de,ah o özgürlüğe tekrar kavuşmak için kavgayı asla bırakmadığını biliyorum yine de.kanında vardı bu onun.hayata pek çok açıdan bakabilen,umursamaz,asi,nerde beleş oraya yerleş düsturunu kendine hayat felsefesi edinmiş özgür ve anarşist ruh.bazı durumlarda muhatap olduklarını canından bezdiren inadı ve kişiyi allak bullak eden saldırganlığıyla bir serseri.ne çok yer gördü kim bilir.ne çok anı ne çok pislik.umurunda mıydı ?sanmam.yapmaya geldiği şeyi yaptı yaşadığı şu kısacık hayatta.doğrusu da buydu.boş durmadı bir an.sıkılmadı da.şikayet etmedi hiçbir şey için.açlık,hor görülme,öldürülme korkusu yıldırmadı onu.kendine biçilen hayatı dibine kadar yaşamaya çabaladı sadece.işte sonunda geldiği bu yerde kapana kısılmıştı.onu hapsedenler ya da hapsoluşuna umursamayan bizler,onun özgürlüğüne ulaşmak için verdiği savaşı anlamadık.zira bizler bu kelimeyi telaffuzdan öte kullanmadık.kendi kutularımıza sevgimizden kapıyı aralık bırakıp izledik yalnız.doğamızda olanı inkar eden bizdik,korkularımızı korkumuzdan yaşayamayanlar. korkmadı o. kirlendi. dövüldü. kovuldu ama vazgeçmedi. ölüme sebebiyet vermekten kirlendik hep birlikte.
yine.
Nasıl da basitti hepimizin gözünde yaşamı.almaya korkmadık.üşenmedik.gizliden sevindik hatta.bize bahşedilmeyeni ondan almak güldürdü bizi.
’’hadi bakalım şimdi uç da görelim’’ dedik içimizde.

kanadımız kırık. kıskandık.
uçmak her şekliyle yasaklanmışken ne mümkündü özgür olmak.
sana içiyorum kanatlı dostum kara sinek…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder